Tarihin en büyük yalanı Napolyon

Bonaparte daha büyük bir general ve imparator olmamıştır. Fransız Devrimi gerçekleşmiş, ülke Robes Pierre’lerin elindedir. Napolyon ise sadece bir generaldir. Fransız Meclisi, en büyük düşmanları olan İngiltere’ye karşı üstünlük kurmak için bir yol arar. Akla gelen çare Osmanlı toprağı Mısır’ı işgal etmek, Yemen’de bir donanma inşa ederek Hindistan’ı işgal ettiği için aşırı zenginleşmiş olan İngiltere’nin Doğu Ticaret Kumpanyasına bağlı yarı askeri ticari gemileri Yemen donanması aracılığı ile vurmaktır. Tabii Yemen çölünde ağaç ne gezer diye düşünmemiştir Fransızlar. bölgede donanma yapacak ağaç olsa biz Türkler akrabamız ve bize halife olduğumuz için matbu olan Hindistan Türk- Moğol Devletine yardım göndermez miydik bunu düşünmemişler. Koca bir Fransız ordusunu nakliye gemilerine koyup Mısır açıklarına gelmişler. Napolyon dehasını kullanıp saf ve cahil Müslüman Mısır halkını direniş olmasın diye kandırmaya karar vermiş. Hemen bir kaç hain din adamı buldurmuş ve onlara Arapça bir fetva yazdırmış. Bu fetvada Mısır’a çıkacak Fransız ordusunu İstanbul’daki Halife’nin gönderdiğini, Mısır’daki yerel derebeyi olan Memlüklerin zulmünden Müslüman halkı kurtaracaklarını, bu askerlerin aslında İslam’ın gerçek hizmetkarı olduğunu yazmış. Sonra para vererek bu mektupları tüm Mısır’daki camilerde okutturmuş. İstediği Fransız ordusu sahile çıktığında (çıkartma yapmak bir ordunun en zayıf olduğu andır) halk ve yerli askeri kuvvet olan Memlüklülerin Fransızlara saldırmasını engellemekmiş. Osmanlı Memlklüleri yıkıp Mısır’ı fethetmiş olsa bile yerel derebeyleri- yönetici olan eski Memlük sınıfına dokunmamış. Bu eski yöneticiler de hem vergi toplamakta hem de halka eziyet etmekte olduklarından ve ülkede Osmanlı namına bir tek Kahire’de bir Bey (Genel Vali) bulunduğundan halk gelen Fransızların gerçekten de Halife’nin isteğiyle geldiğine inanmış. Karaya çıkan orduya kimse saldırmamış. Hafif bir Memlük direnişini de kıran Napolyon bir kaç gün şehri bu masalla uyutmuş. Fakat aç gözlü Fransız askerler şehri yağmalamaya başlayınca isyan patlak vermiş. Kendilerini koruyacak olan Memlük birlikleri de daha ilk günden hem halk hem de Fransızlar tarafından kılıçtan geçirildiğinden halka yardım edecek kimse kalmamış. Fransız ordusu bütün Mısır şehirlerini haftalarca yağmalamış, halkı katletmiş, tecavüz vs. Yani Napolyon’un halka söz verdiği ve bu şekilde onları kuzu gibi beklettiği Büyük Gün meğerse halkın felaket günüymüş. Mısır halkı bunu canıyla ödemiş. En sonunda İngilizler olaya uyanmış. Bu Fransızlar Yemen’e girerse Hint yolu kapanır demişler. Fransız donamasına baskın verip bir gecede bütün donanmayı yakmışlar. Bu sefer Mısır’da Napolyon ordusuyla mahpus kalmış. İngilzler padişaha haber yollamış, biz sizin orduyu Akka’ya ücretsiz taşıyacğız demişler. Osmanlı da bu olaydan bir kaç sene önce Yeniçeri Ocağını kapatıp hepsini kestiği için (zaten işe yaramayan serseri sürüsü haline gelmişlerdi) ordusu yokmuş. Sadece İngilzlerin eğitimine yardım ettiği Nizamı Cedid alayları o da eğitimde varmış. İngilizler Nizmı Cedid’i gemilere bindirip Akka Kalesine göndermiş, kaleye kapanan Cezzar Ahmet Paşa’yı Fransızlar kuşatmış ama kale direniş. Napolyon Paris’teki Devrim Meclisi’ne başarısızlık raporu göndermiş.Son cümlede de Türkler çok cesur ve iyi savaşıyor, bana Türk askerini (ya da öyle iyi askerleri) verin size dünyayı fethedeyim demiş. Fransa ise koca donanmanın bir gecede İngilzlerce yakılmasından çok korkmuş, bu İngilzler Manş’ı geçip Fransa’ya çıkartma yapsa ne yaparız, kolonileri nasıl savunuruz demişler ve Amerika kıtasındaki koloniyi (Lousian eyaleti) dönümü 3 centten yeni kurulan ABD’ye satmışlar. Toprak o kadar çokmuş ki ABD bir anda coğrafi olarak 2 kat büyümüş.Fransa yeni ordu vermeyince Napolyon küçük bir gemiye atlayıp Mısır’dan kaçmış, bütün orduyu geride bırakmış.Mısır halkı, sağ kalan Memlüklüler ve Cezzar Ahmet Paşa koca Fransız ordusunu azar azar eritip yok etmiş. İşte Napolyon’un Yenile Yenile Yenmeyi öğrendim deyişindeki ilk büyük yenilgisi buydu. Bütün Mısır Seferi’ni Mısır Halkını kendisinin Kurtarıcı (Mehdi) ve ordusunun kıyıya çıkışını da Büyük Kurtuluş Günü üzerine kurgulamıştı. Hain Müslüman (veya her dinden- kültürden) din adamı bulmak da her devirde zaten kolaydır. Mısır halkı Hristiyan bir adamın ben Halifeniz adına geldim İslamın koruyucusuyum lafına inanıp kendi askeri birliklerini yok etmesi ve işgal ordusuna da direnmemesi yüzünden bu ahmaklığını yüzbinlerce sivilin canıyla ödemişti.